Yüzleşmekten kaçar bu korkularla,
Bakar bir çukura girmiş
Dibi görünmüyor...
Bilmiyor,
Bilmiyor korkunun üstüne gitmeyi,
Denemeyi,
Korkularıyla savaşmayı...
Belki bilmediğinden değil,
İstemediğinden...
Tekrar incineceğinden,
Tekrar mutlu olup,
Tekrar o uçurumdan birisinin atacağından...
Belki kaçmıyor;
Hissettiklerini bilmiyor,
Düşündünçe kafası karışıyor,
Geçmişi geliyor aklına,
Deneyimlerinden edindiği o kırgınlığı veriyor etrafına,
Diyorki;
Varsın bunlar psikolojik sorunlar olsun...
Ama öyle değil aslında,
Farkında değil yapabileceklerinin...
Bize saygı duymak düşer,
İçimizde yaşadıklarımızın ağırlığını kaldırmak düşer...
Belki umutlandırmış olabilir,
Belki gelecek düşünmüş,
Hayallerimiz olabilir...
O hayallerde bende olmak isterdim,
Ancak kuramadığı hayallerin neresinde olabilirim ki?
Düşünmekten bitap düşmüş,
Yormuş kendini, acaba ne olacak diye...
Düşünmüş sonrasını,
Her adımını atmadan önce,
Binbir soru cevap ile yormuş kendini...
Çelişkilerde kalmış kendi içinde,
Kendi içinde korkulara kapılmış,
Gözünde büyütmüş çözülecek sorunları...
Bir gün gelmiş,
Sevmeyi unutmuş...
Aslında sevmeyi biliyorken,
Sevmekten korkmuş...
Üstüne gidememiş,
Altında ezilmiş,
Kafası karışmış,
Belirsizlikler içinde yaşarım sanmış...
O kadar büyük kırmışlar ki bu çiçeği,
Çiçek açmaktan korkar, kaçar halde bulmuş kendini.
Güneşi gördüğünde açmak istemiş bir kere,
Yakmış güneş...
Bıkmış,
Bırakmış,
Salmış kendini rüzgarın esintisine...
Tomurcuk halinde kalan bir çiçek gibi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder