11 Şubat 2014 Salı

Yitirmeden...(Son Kısım)




Gözlerim kurşun gibi,
Ağır ağır açıldı bu sabah; Merhaba dünya...
Penceremdeki güvercin tahta masam boş şişeler...


      En sonunda 18 Temmuz 2008'de Birkan Durak diye bir arkadaşımla Prezident Otel'de havuzdayken annem arayıp acilen eve gelmem gerektiğini söyledi... Eve geldiğimizde eşyaların hepsi ortaya dökülmüş, herşey çıkartılmış, elden çıkartabileceğimiz eşyalar çıkmıştı... Evet, gidiyorduk! Valizler Bavullar doldurulmuştu apar topar. 20 Temmuz Pazar günü gecesi benim kardeşimi uçağa bindirip gönderecektik, annem gelmedi ve ben kardeşimi havalimanına bıraktım... 

Uçak kalkana kadar havalimanında bekledim. Havadaki serinlik kemiklerime işliyordu, sigaram bitmişti, arabanın içinde çektiğim o ızdırap dışarı çıkarsam arabadan biter diye düşündüm ve arabadan indim aşağıya... Ama içimdeki ızdırap o havadaki mazot kokusunu aldıkça daha da çoğaldı, acı vermeye başladı ve bir an önce eve gitmem gerektiğini düşündüm... 

Eve gittiğimde annem uyumamıştı hala hazırlanıyordu. Ev darmadağındı, hiç bir şey yerinde değildi... Ertesi gün sabah İmigrasyon dedikleri pasaport çıkışımızı alacağımız yere 22 Temmuz 2008 Salı günü Türk Hava Yolları'nın sabah 3:45 tarifeli uçağı ile çıkış yapacağımızı bildirdik. Verebildiğimiz eşyaları Tır'a verdik Türkiye'ye gelmesi için ve akşam araba ile yola çıktık... Sağolsun Birkan Dostum beni yalnız bırakmadı. Bize eşlik etti... 

Evden çıktığımda Yunus Emre Caddesi'nin üzerindeki Mir Pazarı'nın önünden geçerken hissettiklerimi anlatamam. Koskocaman bir 11 senem burada geçmişti, 4 senemde kısmen buralarda geçmişti! Toplam 15 sene..! Central Hospital önünden usul usul, gözümüzde yaşlarla Türkmenbaşı Şayolu caddesine girdik ve Yimpaş Alışveriş Merkezine doğru sürdük... Yimpaş'ın önüne geldiğimde, Senagat Bankası'nın binasının arkasındaki o tabelayı gördüğümde içim cız etti... "Burak Agız ve Diş Sağlygy Merkezi"... Sanki tekrar gelecekmişim gibi buraya... Ama bu kendi yerimi en son görüşümdü... Bilerek biraz dolaşıyordum son defa Aşkabat'ı görmek için... Podvoyski Caddesine çaprazdan geçerken Elitnaya Jaylar dediğimiz binalara son defa bir baktım... Oradan usulca Ünivermag'a doğru devam ettik. ... Vagzal denen yere geldiğimizde içim tekrar cızz etti, havalimanının yoluna girdik ve herşey tamamen bitti... 

Uçaktan Aşkabat'ın simasını izlerken gözlerim doldu ve uykuya dalmak için kafamı koydum koltuğa... Son 2 gündür hiç uyumamıştım çünkü...