24 Nisan 2013 Çarşamba

Yitirmeden...


Durup düşünmeye zamanın olur mu?
Yitirmeden anlamaz insan
Sevdiklerin yolun sonunda
Sarıl her fırsatında o insana,
Arkasından ağlayan olma
Geri getirmez çok ağlasan da
Durur, durur belki başucunda
Annen baban kendi çapında
Abin bile kırk yedi yaşında
Ömür, ömür sanki bi kara kutuymuş
Günü gelince herkesin açılmış
Ama sorarsan hep geç kalınmış
Güzel günlerimizin bittiğini sanma
Belki bir daha böylesi olmaz
Ama her bi gün güzel aslında
Yakın durmanın zor olduğu ortada
Uzak olmak her zaman en kolay
Ama en zoru yalnız olunca
Uyur… Uyur belki hep yanında
İlk sevgilin kendi solunda
Her hatıra asılı duvarında
Ömür… Ömür sanki bi kara kutuymuş
Günü gelince herkesin açılmış
Ama sorarsan hep geç kalınmış
Uyur… Uyur belki hep yanında
İlk sevgilin kendi solunda
Her hatıra asılı duvarında
Ömür… Ömür sanki bi kara kutuymuş
Günü gelince herkesin açılmış
Ama sorarsan hep geç kalınmış

22 Nisan 2013 Pazartesi

Herşey olmaması gerektiği gibi...


Herşey olmaması gerektiği gibi,
Güneş doğarken silik bir ışık veriyor,
Sanki gün doğmuyor, batar gibi
Ve her akşam güneş sanki batar gibi değil,
Doğar gibi ışık saçıyor...

Müzik sanki baştan değil,
Sondan başlıyor çalmaya başa doğru...
Uyanırken uyuyorum sanki
Uykum varken sanki uyanmış gibi hissediyorum...

Yemek sofrasına oturduğumda doymuş gibi hissediyorum,
Kalktığımda sanki karnım deli gibi açmış gibi,
Sofraya oturur gibi hissediyorum...

Elimi yıkarken su değmiyor sanki,
Temizlenmiyor, kirleniyor gibi...
Kurularken havluya sanki ıslatırmış gibi...
Sıcak suyu açtığımda donar gibi,
Soğuk duyu açtığımda yakar gibi...

Chopin sanki dünyanın en mutlu müziklerini yazmış gibi,
Mozart dünyanın en melankolik müziklerini...
Zeki Müren çalarken sanki günümüz R & B müzikleri gibi
Eminem ortaçağdan kalma bir barok müzik gibi...

Herşey olmaması gerektiği gibi,
Sanki sen yokken varsın gibi,
Varken yoksun...
Gözlerine bakarken görmez gibi,
Elini tutarken iter gibi,
Öperken tükürür gibi...
Herşey olmaması gerektiği gibi... Herşey...