10 Ekim 2025 Cuma

Kaos ve değişiklik...



Tüm büyük değişikliklerden önce kaos gelir.

 Deepak Chopra

      Aradan çok zaman geçti buraya yazmayalı. En son gönderime baktım, bir buçuk yıldan fazla olmuş. Bu sürede çok şey değişti, ben değiştim, dünya değişti...

     Babamı kaybedişimin 4. yılındayım. Hala babamın ölümüne ağlayamadım ve bu durum kimsenin umurunda değil gibi. Bizi düşündüğünü iddia edip bizim mutluluğumuza haset duyan insanların olduğu bir dünyada yaşıyoruz... En acısı bunu yapanların en yakınındaki kişilerin olması...

         Sahiden, neden hep böyle saçmalıklar içerisindeyim diye çok sorguluyorum kendimi ama cevap yok. Gezmeye gidersin, "biz burada otururken siz gezip tozabiliyorsunuz", "biz .... iken siz tatile gidebiliyorsunuz" diye neden insanlar haset duyar..? Sonra kötü olan biz oluyoruz. 

      Bir insan ağzından söylediği şeyi işine geldiğinde "söyledim" işine gelmediğinde "söylemedim" diyebiliyorsa neden biz oluyoruz?

     Bir insanla konuşmuyorsan, küsüyorsan vs. ortak kişilerle neden konuşmuyor insanlar anlam veremiyorum.

        Hayatımın en zor dönemlerini atlattım, hala kendimi diri tutmaya çalışıyorum. Boğuluyorum ama kimsenin umurunda değil bu, eşimin, ailemin, annemin, kardeşlerimin...

         Hayata neden başkalarıyla aynı yerden bakmak zorundayım? Neden başkaları bir şeyler yapamıyor diye bende yapmamak zorundayım?

        Size soruyorum; neden siz eşeklik yapıyorsunuz diye ben eşek olmalıyım? Siz neredeydiniz ben çocukken dilini bile doğru konuşamadığım bir ülkede tek başımayken? Ne oldu!

         Bugün hayatımı kökten değiştirecek konularla alakalı kararlar alma arifesindeyken neden böyle salak şeylerle uğraşmak zorundayım!?

            Sizin umurunuzda olmadığımı 15 - 16 yaşımdayken anladım ben, sizin umurunuzda olan tek şey benim sizin istediğiniz kişi olmam, egonuzu tatmin edebilmeniz için.... Hayatımı çalmış olmanıza rağmen...

        Büyük bir kaos içindeyim...

        Büyük bir çaba içerisindeyim...

        Büyük hayaller içerisindeyim...

        Büyük hayallerimin peşindeyim...

     Bu "BÜYÜK"lerin hangisinde bana destek oldunuz? Anladım ki kime destek olursan ol, destek olduğun an, sadece o destek olduğun an onlar için "iyi" kişisin, "vefalı" kişisin, "hayırlı" kişisin. Destek olamadıktan sonra "KÖPEK" bile değilsin...

        Artık karar alma zamanı geldi, süre dolmadan, gecikmeden karar almam lazım, ama nasıl... Daha iyi bir hayat yaşamaktan korkar olduk bunlar yüzünden, artık sizden uzaklaştım -ki yıllar önce zaten siz benden uzakmışsınız! Bu acıyı bana yaşattıktan sonra gelip bana "laga luga" yapacak kimseye ihtiyacım yok, böyle insanlara çevremde yer yok...

        Sizin varsa o tapındığınız Allah'ınız, beni ona şikayet edebilirsiniz! Sakın benim için "ISLAH ET" diye dua etmesin kimse, sizin inancınız başkalarının hayatlarının içine sıçmayı "DOĞRU" buluyorsa sizin tanrınız sizin belanızı versin...

        Tek bir söz ile bitirmek istiyorum, bunu sizin Allah'ınızdan diliyorum;

        Benim olmayan bir hayatı bana dayatanları ALLAH ISLAH ETSİN!

        PS: Baba, seni çok özledim..!

4 Ocak 2024 Perşembe

Bir gün daha geçti, geçerken bir yıl götürdü...


 

Ne desem bilmiyorum, bilemiyorum.

İyi miyim, kötü müyüm hiç bir fikrim yok. Sadece bir kaç aydır çok yoğun çalışıyorum, başarımdan habersiz şekilde. Başarılı mıyım acaba? Yaptığım şeyler başarı veya başka bir şey denilebilir mi?

Tedirginliklerim var, iş sorumluklarımla alakalı.

Acaba, üstesinden gelebilecek miyim?

Hiç bir fikrim yok.

Yeni yıla buruk, sessiz ve mutsuz girdik yine. Güzel ülkemdeki olaylardan dolayı olsa gerek, herkesin suratı asık.

Eskiden yıl biterken sevinirdik, neden sevinemiyoruz? 

Bunu kendine sorup "Yaşlandık" diyen çok kişi var ama tamamen saçmalık. Yaşlanmak insanın mutluluğunu götürmez ki, en azından benimkini.

Hiç böyle hayal etmemiştim; büyümeyi, sorumluluk yüklenmeyi...

Ama her neyse... Güzel şeyler de var.

Mesela;

Umay Nil 2 yaşına girdi geçen ay başında. Hala konuşamıyor ama sağlık sorunu olduğunu düşünmüyorum.

Sağlık demişken, geçen hafta 3 gece hastanedeydik, bizim nonik zatürre atlattı. Çok şükür iyi şimdi ama perişan olduk, hem iş hem aile derken ben iki kere perişan oldum...

Her neyse, her kes zor ve yoğun, yorucu zamanlar geçiriyor mutlaka, bunlar da bitecek yada bitmeyecek, ben alışacağım. Emin değilim...

Güzel günler göreceğimize inanıyorum...

Kalın sağlıcakla...

6 Eylül 2023 Çarşamba

Toprağın altında geçirdiğin iki yıl, toprağın üstünde geçireceğim bir ömür...

 



En kötü şey ne biliyor musun? Son nefesini verirken aklından geçeni bilememek, sana veda edememek...


Yine bu gece aynı saatte uyandım. Doktorun gelip "Başınız sağolsun" dediği anda... Rüya göremiyorum artık, rüya görmenin nasıl bir şey olduğunu bile hatırladığımdan emin değilim.

Bilmiyorum BABA. Hala ne yapacağımı bilmiyorum. Hayal kuramıyorum, çünkü hayallerimde hep sen vardın eskiden. Sen olmadan eksik kalıyor hayallerim ve beni bilirsin, bir şeyi eksik yapacağıma hiç yapmam daha iyi...

Bilmiyorum BABA. Hala nereye gideceğimi bilmiyorum. Plan yapamıyorum, çünkü planlarımda hep sen vardın eskiden. Sen olmadan eksik kalıyor tüm planlarım ve beni bilirsin, bir şeyi eksik yapacağıma hiç yapmam daha iyi...

Bilmiyorum BABA. Hala sohbet ederken ne konuşacağımı bilmiyorum. Konuşamıyorum, çünkü konuşmalarımda sen olurdun eskiden. Sen olmadan eksik kalıyor tüm sözlerim ve beni bilirsin, bir şeyi eksik yapacağıma hiç yapmam daha iyi...

Bilmiyorum BABA. Hala yolculuk yaparken nereye gideceğimi bilmiyorum. Gidemiyorum, çünkü giderken hep sen olurdun aklımda. Sen olmadan eksik kalıyor tüm yolculuklarım ve beni bilirsin, bir şeyi eksik yapacağıma hiç yapmam daha iyi...

Bilmiyorum BABA. Bu şeylerle nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum. Başa çıkamıyorum, çünkü her şeyle başa çıkarken sen olurdun yanımda eskiden. Sen olmadan eksik kalıyor tüm çabalarım ve beni bilirsin, bir şeyi eksik yapacağıma hiç yapmam daha iyi...

BABA;

Sen gittin, rüyalarım bitti...

Sen gittin, hayallerim bitti...

Sen gittin, planların bitti...

Sen gittin, sözlerim bitti...

Sen gittin, yollarım bitti...

Sen gittin, çabalarım bitti...

Boğazıma düğümleniyor her gülüşüm, kahkaha atmıyorum aylardır, atamıyorum!

"Çok konuşma oğlum, boş konuşmuş olursun" derdin; artık hiç konuşamıyorum. Arada buraya girip belki okuyabiliyorsundur diye buraya yazıyorum. Emin ol, sen gelmiyorsan kimse gelmiyordur buraya...

Seni çok özledim... Eğer öbür dünya var ise, seninle orada görüşeceğiz...

Bir gün mezarına gelip sana sevdiğin bu şarkıyı dinleteceğim. Umarım oda günah değildir. 


Buda maviş gözlü tontiş torunun Umay Nil.

Ona "Nonik" diyoruz :) 

Görme ne hallerde şu sıralar. Bana arada "Baba" demeyi öğrendi. Parmak seviyor, sürekli gelip parmağımı tutup bir şeyler gösteriyor :) 

Sürekli elleri havada geziyor, gören polis kovalıyor zanneder :) Keşke sende görebilseydin, nasıl eğlendiğimizi.

Torununa iyi bir BABA olabiliyor muyum bilmiyorum ama senin kadar iyi bir BABA olabileceğimden emin değilim. Gerçi erkekler BABA olunca BABA'ları gibi olurmuş. Umarım bende senden bir şey kapmışımdır...

Seni çok özleyen canın, kanın ve yaramaz oğlun...

Seni çok özledik...

7 Eylül 2022 Çarşamba

Toprağın altında bir yıl, toprağın üstünde geçireceğim bir ömür...

 


Bir yıl önce bugün bir adamı ellerimle mezarına yerleştirdim. Arkasında kocaman bir hayat bıraktı. Büyük çınar devrilmedi belki ama artık gölgesi yok…


Geçen sene bugün, 7 Eylül 2021 tarihinde, saat 10:30'da seni ebedi yatağına kendi ellerimle yerleştirdim.

Hala yas tutamıyorum, hak etmiyorum galiba...

Annem, kardeşlerim ağlarken, ben put gibi duygusuz bir ifadeyle izliyorum olup bitenleri.

O günden bu güne kadar mutlu olamadım, bir kere ağladım, oda torunun doğduğunda göremediğin için.


Bir kere sevindim, torunun seni andırdığı için.

Onun dışında hiç bir şey yok, hiç bir heyecan yok, hiç bir zevk yok sanki.

Geceleri hala senin yokluğun geliyor aklıma, uyanıyorum, etrafıma bakınıp uyumaya çalışıyorum.

Biliyor musun, geçen gece komşunun kapı sesi geldi uyurken, sen geldin zannettim uykulu gözlerle. Sonra telefonuma baktım, tarih 6 Eylül 2022, saat 1:30'u gösteriyordu, doktorun çıkıp "Başınız sağolsun" dediği zamandan tam dakikası dakikasına 1 yıl sonrası...

Hala son anlarında aklından ne geçiyordu diye merak ediyorum baba...

Hala numaranı telefonumdan silemiyorum,

Hala resimlerine bakamıyorum, 

Hala senin yokluğuna alışamadım,

Hala seni özlüyorum,

Hala vicdan azabı çekiyorum,

Hala yas tutmayı hak etmiyorum belki...

Sen toprağın altında bir yıl geçirdin baba, ben toprağın üstünde sensiz bir ömür geçireceğim, seninle vedalaşamadan...

Ruhun şad olsun...